Göynemliler forum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Kimler hatta?
Toplam 1 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 1 Misafir

Yok

Sitede bugüne kadar en çok 182 kişi Perş. 15 Ara. 2016 - 15:23 tarihinde online oldu.

Bizim Gız Muhacir Pazarı’nda

Aşağa gitmek

Bizim Gız Muhacir Pazarı’nda Empty Bizim Gız Muhacir Pazarı’nda

Mesaj tarafından GÖYNEM Cuma 12 Mart 2010 - 0:09

Bizim Gız Muhacir Pazarı’nda 56_b
İsmail Detseli

Bizim Gız Muhacir Pazarı’nda

Bizim İç Anadolu’nun bilhassa Konyamız’ın dağ köylerinde bu tarz hitaplara çok rastlanır.

Örneğin bir kimse kendisine yakın akraba ve ya komşu hissettiği kadına evdeki küçük kız kardeşine (büyüğüne zaten Aba derler) veya ismini bilemediği ancak ona bir şeyler söyleme mecburiyeti hasıl olduğu zaman kardeşim yerine daha güvenli ve çekici bulduğu için “bizim gız” diye hitap eder. İşte önceki Cumartesi günü idi. Muhacir pazarına yolum düştü. Önüne satıcı önlüğünü bile yakıştıramayan ve her halinden bir satıcı değil üretici olduğu belli olan bir Anadolu kibarına, efendisine rastladım. Ben vardığımda bir iki bayan alışveriş yapıyorlardı. Ben de “salatalık kaç para efendi?” diye sordum. “3 kilosu bir lira emmi al kendin istediğin gibi doldur” diyor ve etrafında başka sebze almak için gelen bayanlara da “Patlıcanlar gözel bizim gız ilk döküm olunca belkim gılıkları biraz yamuk yumuk olabilir amma çok gözel ve lezzetli alın götürün, beğenmezseniz geri getirin veya getirmeyin. Haftaya gelin paranızı iade edeyim. Seçerken biraz da sebzeleri çiğneyen yaşlı bayanlara da abılam basalamayın da seçin irca iderim, yazık oluyor emek çektiğimiz zepzelere” diyordu.

Şöyle onun mütevazılığına ve efendiliğine baktım o çoluk çocuğu ve eşi ile birçok hizmetler verip gecesini gündüzüne katan saf Anadolu insanı alış veriş yapanları bayanları bizim gız diyerek kız kardeşi, büyük beyleri emmi diyerek yakın akrabası gibi görüyor, diğer beylere de ağabey diyerek kendine yakın hissediyor ve o bir yıl emek çektiği ürününü güzelce pazarlayabilmek için çırpınıyordu. Gayesi sadece evine çoluk çocuğuna bir rızık götürmekti.

Sordum nereli olduğunu. “Seydişehirliyim emmi”, “Hangi köyden?” “Falan köyden”.. “Eee biz hemşeriyiz seninle yakınız birbirimize ben de Gilissiralıyım yani Gökyurtlu. “Ben seni biliyom emmi sen birez kenarda dur seniile gonuşacağım. Sen Şoray’ı köye götüren televizyonda şiir okuyan gastede yazı filan yazan İsmayıl Detseli değil misin?” Evet, seni bizim mahallede herkesler bilir İsmayıl emmi” “Öyle mi?” “Tabi ya”, “Peki ben altı kilo salatalık isterim!” “Al şu böyük poşeti istediğin gibi gendin doldur” dedi.

Tartarken baktım her tarttığı poşete sebzeden cinsine göre birkaç tane fazla atıyor terazi alıcı tarafına yıkılıyor. “İyi de böyle yaparsan sen zarar edersin herkes sebzenin içine girdi seçiyor başka satıcılar bunu yaptırmaz sen hem seçtiriyorsun hem de daima poşete fazla koyuyorsun neden?” diye sordum. “Alan satandan umar emmim benim tarlamdan kalktı onlar para veriyorlar, golay değil Allah kimseyi okkaya düşürmesin” dedi.

Bakar mısınız duasına yani okka buçuk kilo ile almanın zorluğunu anlatmaya çalışıyor bana bu Anadolumun saf kalpli tertemiz yufka yürekli insanı, kendi emeğini sanki hiçe sayıyor. Eskiden atalarımız da öyle derdi. Köyde iken “Allah kiloya muhtaç etmesin guzum, böyle tarlamızdan bol yediğimize bakman iş kiloya bindi mi alması zor olur” derlerdi. Ya başkasından bire alıp da sanki günlerce emek vermiş gibi beşe satıp yine de gözü doymayanlara demeli… Hatta bir malı seçmeye çalışırken bırak ben doldururum deyip azarlayanlara, seçmek yok kardeşim, benim verdiğime razı olacaksın, yoksa çekil başımdan deyip de eve varınca yarısını çürük olarak çöpe atıp ertesi hafta yahu böyle iken böyle geçen hafta verdiklerini çoğu çürük çıktı, deyince geç baba benden aldığın ne malum adamın kafasını attırma, diyenlere ne demeli.

Kalabalık müşteriler biraz sakinleşti. Sıra bize geldi. Ona gelinceye kadar birkaç yerde sordum salatalığı 50-Krş, 75 Krş… Domatesi 1 buçuk YTL, bamyayı 3 YTL, sivri biberi 1 buçuk YTL patlıcanı 1 diyorlardı. Benim aldıklarımı da hesapla kardeşim dedim. Ne aldın İsmayıl emmi?”… “6 kilo salatalık 8 kilo domates 1 kilo bamya, 2 kilo patlıcan 1 kilo sivri biber, 13 lira eder emmi. Yahu yanlış hesapladın. Doğru emmi doğru, bakma sen gaba saba olduğuma hesabım guvvetli haa” dedi ve ekledi: “Sana özel hesap yaptım emmi domates 75 Krş’tan biber1 liradan salatalık zaten belli 3 kilo 1 lira badılcanı da 75 Krş’tan hesapladım. Biz sizleri çok severiz emmi siz bizim gözümüz gulağımızsınız. Sen bunları eve götür yingem bişirsin sen de afiyetile yi, haydi güle güle hayırlı ağşamlar” deyiverdi.

Gelirken kendi kendime “Sen hayıflanma İsmail Detseli demek ki senin de değer ve kıymetini bilenler var. Hakkı hukuku bilen terazinin nasıl tartılacağını idrak edebilen ve o evinde ayağı yalın başı kabak çalışan tertemiz saf, çocuklarına helal rızık götürmek için çırpınan insanlar var” dedim. Allah yolunuzu bahtınızı açık etsin çalıştığınızın karşılığını bol ve bereketli kılsın. Ne mutlu sana Türkiye’m daha seni çok ayakta tutacak temiz insanların varmış…


http://www.memleket.com.tr
GÖYNEM
GÖYNEM
admin
admin

Erkek Mesaj Sayısı : 951
Yaş : 56
Nerden : göynemliler
Kayıt tarihi : 16/01/09

http://www.goynemliler.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz